Prosper-Olivier Lissagaray, inanmış bir cumhuriyetçi ve laiklik yanlısıydı. Komün döneminde yönetici bir rol almamakla birlikte, yoğun bir biçimde çarpışmalara katıldı. Paris, Versailles'ın eline geçtikten sonra Belçika'ya sığındı ve orada, "Kanlı Hafta" çarpışmaları üzerine Barikatlar Arkasında Mayısın Sekiz Günü' nü yazdı, Londra'da sık sık buluştuğu Marx'ın desteğiyle bu küçük kitabı' 1871 Paris Komünü Tarihi adı altında genişletti. Bu kitap Komün konusunda en önemli yapıtlardan biri olarak tanınmıştır. Aşağıda Lissagaray'nin bu kitabından 23 Mayıs günü Montmartre'in düşüşünü anlatan bölümden bir alıntı verilmiştir:
"23 Mayıs. Saat sabahın üçü. Barikatlara! Komün daha ölmedi! Sabah meltemi yorgun yüzleri canlandırıyor, taze bir umut doğuyor. Düşmanın top ateşi bütün cephede günün doğuşunu selamlıyor sanki. Komün topçusu ise bütün gücüyle Montmartre tepelerine kadar uzanan bir çizgi üzerinde bu ateşe karşılık veriyor. Montmartre tepeleri şimdi biraz canlanmaya başladı.
Birkaç gündür hareketsiz durmuş olan Ver-sailles'cı komutan Ladmirant, adamlarını tahkimatlara doğru sürdü, Neuillyde Saint-Ouen'a kadar bütün sur kapılarına karşı saldırıya geçti. Onun sağında bulunan bir başka Versailles'cı komutan Clinchant, Batignoles' den başlayarak barikatlara saldırdı. Önce Cardinet sokağını ele geçirdiler. Sonra sıra ile Noblet, Truffant ile Condamine sokakları, Clichy'nin Avenne Barse'ı. Birden Saint-Ouen'daki sur kapısı açıldı.Versailles'cıaskerler boşalıyordu. Bu, dünden beri dış kesimde çarpışan Montaudon tümeniydi. Prusyalılar, tarafsız bölgeyi Versailles'cılara teslim etmişti. Bismarck'ın izniyle Clinchant ve Ladmirant, tepeleri iki yönden kuşatıyorlardı.
Komün savunmacılarından Maion. 17. bucakta kuşatılmak üzereyken, Montmartre'a doğru çekilmeyi emretti. Yurttaş Dimitriyeva ve Louise Michel'in yönetiminde yardıma gelmiş olan 25 kişilik bir kadın birliği de oraya gitme emrini almıştı. Clinchant ilerlemeyi sürdürüyor, Clichy alanındaki barikatın önüne kadar geliyordu. Arkasında ancak elli kadar kişinin savaşabileceği bu derme çatma taş yığınını almaları için Versailles' cıların Petersbourg sokağı ve Chaptal kolejindeki silahlı birliklerini bir araya getirip güçlerini birleştirmeleri gerekti. Federelerin artık atacak kurşunları kalmadığından, tüfeklerini taş ve katran topaklanyla dol-duruyorlardı. Barutları da tükendikten sonra Cameres sokağına çekildiler. Saint-Ouen caddesini ele geçiren Ladmirant, Montmartre Kilisesinin avlusundan Federelerin kurduğu barikatın yanından geçerek ilerledi. Teslim olmak istemeyen yirmi kadar ulusal muhafız, Versailles’ cılar tarafından kurşunlandı.
Daha gerilerde Epinettes takımı bir süre daha çarpışıyordu; giderek direnmeleri azaldı, saat dokuza doğru bütün Batignoles semti, düzenli ordu kuvvetlerinin eline geçmişti.
Vermore Montmartre için cephane almaya geldiğinde, belediye henüz ordunun başarılarından haberdar değildi. Cephane arabasıyla geri dönmek üzere iken, Ferré'ye rastladı; kendine özgü o güleç sesiyle: 'Görüyor musun Ferré, dedi, azınlık grubu üyeleri çarpışıyor'. Çoğunluk üyeleri görevlerini yerine getirecek' diye yanıtladı Ferré. Soylu bir biçimde ölecek olan, halka o kadar bağlı iki insanın yiğitlik yarışması!
Vermorel, cephane arabasını Montmartre'a kadar götüremedi.Versailles'cılar Montmartre tepesini çevirmeye başladılar. Batignoles'u ele geçirdikten sonra, ellerini şöyle uzatsalar Montmartre'ı alabileceklerdi. Montmartre tepeleri ölü gibiydiler. Bölükler teker teker sanki erimişler, kaybolmuşlardı. Birkaç saat sonra düzenli ordunun saflarında görülen bazı ne idüğü belirsiz kişiler, savaşanları kaçmaya kışkırtmış, çevreye gerçekdışı haberler yaymış, sürekli olarak askeri ve sivil makamları, ihanet ettikleri gerekçesiyle, engellemeye çalışmışlardı. Kuzey yönünde yalnızca yüz asker vardı. Bazı barikatlar geceleyin çok gevşek bir biçimde kurulmuştu. Yalnız kadınlar büyük bir gayret içerisindeydiler.
Cluseret, her zamanki gibi yalnızca ortadan kaybolmuştu. Cluseret'nin gönderdiği haberlere ve belediyenin verdiği bütün sözlere karşın La Cecilia ne takviye ne de cephane alabilmişti. Saat dokuz sıralarında tepelerdeki topların artık sesini duyamadığından, oraya gitti. Topçular yerlerinde değildiler. Batigno-les'dan kaçıp saat onda gelen askerlerse yalnızca paniği getirdiler. Versailles' cılar rahatlıkla gelebilirdi; onları karşılamak için 20G kişi bile yoktu. Gene de Mac-Mahon. Ancak en iyi birlikler ile saldırıya geçmeye cesaret etti. Montmartre'ın ünü ve bu cephenin gücü Versailles'cıları bu denli ürkütmüştü. Tam mevcutlu iki kolordu Lepic, Mercadet sokakları ve Clignancourt yolu üzerinden buraya saldırdı. Arada bir bazı evlerden tüfeklerle ateş ediliyordu; o anda kollar halinde ilerleyen birlikler durdu, ateş edilen evleri kuşattılar. Montmartre'ı kuşatan, surların üstüne yerleştirilmiş topların ateş desteğinden yararlanan bu 20 000 asker, birkaç düzine tüfeklinin yöntemsizce savunduğu mevzileri ancak üç saatte ele geçirebildi.
Saat 11'de kilisenin avlusu bütünüyle Versailles'cıların elindeydi. Hemen sonra düzenli ordu birlikleri Chateau-Rouge'a ulaştılar.
Çevrede birkaç silah sesi duyuluyordu. Kısa zamanda, dövüşmekte direnen az sayıdaki savaşçılar ya ölmüş ya da tek başlarına kalmaktan yılarak geri çekilmişlerdi. Versailles' cılar yukarı çıkan bütün yamaç yollarından tepelere tırmanıyorlardı. Öğleye doğru Moulin de la Galette'e yerleştiler, St. Pierre alanından aşağıya bucak belediyesine doğru ilerlediler véen küçük bir direnişle karşılaşmadan bütün 18. bucağı ele geçirdiler. Böylelikle savaşsız, kavgasız, hatta umutsuz bir karşı koyma bile olmadan, alınması çok güç müstahkem yer, düşmana terk edilmiş oldu. Oysa kesin kararlı birkaç yüz kişi, buradan bütün Versailles ordusunu durdurup, Ulusal Meclisi bir anlaşmaya varmaya bile zorlayabilirdi.
Versailles'cıların genelkurmayı Montmartre'a gelir gelmez, general Clément Thomas ve general Lecomte'un öcünü almaya girişti. Kırk iki erkek, üç kadın, dört çocuk, Rosien sokağı 6 numaraya getirildi. Burada başları açık olarak 18 Mart günü generallerin kurşuna dizildikleri duvarın dibine diz çökmeye zorlandılar, hepsi öldürüldü. Çocuğunu kolları arasında tutan bir kadın diz çökmeyi reddetti, yoldaşlarına şöyle bağırdı: 'Bu alçaklara ayakta ölebileceğimiz! gösterin.
Sonraki günler bu kıyımlar sürdü. Her tutuklu kafilesi önce bir süre kurşunlarla delik deşik olmuş duvarın önünde bekletildi, sonra St. Denis yoluna bakan tepenin yamacında kurşunlandı.
Batignoles ve Montmartre ilk yığın kıyımlarına tanık oldu. Her üniformalı ya da ayağında postal olan kişi hukuken hiçbir açıklama yapılmadan soruşturmasız kurşuna dizildi. Versailles'cılar bu yöntemle sabahın erken saatinden beri Batignoles kavşağında, belediye alanında, Clichy kapısında adam öldürüyorlardı. Moncéan parkı 17. bucakta en fazla yeğledikleri 'mezbaha' oldu. Montmartre'da tepeler, her basamağı cesetlerden oluşan Elysée ve dış bulvarlar, kıyımın merkeziydi.
Montmartre'dan iki adım öteye, daha felaketin haberi ulaşmamıştı. Blandre alanında kadın savaşçıların savunduğu barikatlar, saatlerce Clinchant'ın askerlerine karşı direndiler. Sonra Pigalle barikatına çekildiler; ancak bu barikat da saat ikide düştü. Barikatın başı Versailles 'cı komutanın önüne getirildi. Kimsin?' diye sordu subay. 'Merkez Komitesi üyesi duvarcı Levêque.' Versailles1 ci tabancasını onun yüzüne doğru ateşledi, erler silahlarıyla ateş ederek adamı öldürdüler."
Die Pariser Kommune 1871'den (Yayımlayan: Helmut Swoboda)
DEVRİMLER VE KARŞI DEVRİMLER